30 Mart 2017 Perşembe

Süs vE Kadın

     
'SÜS' VE KADIN   

     Doğa rengarenkti; ağaçlar çiçeklerle bezendi, otlar çiğ damlaları ile taçlandı, böcekler alabildiğine renklendi, yağmur yağdı gökkuşağı dört bir yanı dolandı, hayvanlar tür tür binbir rengin ihtişamını gözler önüne serdi. İnsanoğlu da yaşamının en taze yıllarından itibaren doğayı, kendinden olmayanı gözlemleyip kendi yaşamına uygun hale getirerek kullandı ve bu sayede gelişti. İnsan doğanın akıl almaz bezenişini ilk zamanlardan beri takip edip buna öykünmüştür. Bunu tam 45.000 yıl öncesinden bu yana yapmaktadır. Yani insan bunca yıldan beri doğanın renklerini gözlemlemiş ve kendini de bunca yıldır bu renklerle süslemiştir.
     Çoğunlukla süslenme işini yine doğadan elden ettiği materyallerle yapmıştır. Bunlardan en ilgi çekici olanları ve araştırmalardan elde geçenler şunlardır; ayı, aslan, kurt, sırtlan gibi vahşi hayvanların yanı sıra bizon, ren geyiği, ceylan, dağ sıçanı gibi av hayvanlarının dişleri, deniz kabuklularının kabukları, memeli hayvan ve kuşların kemikleri, boynuzlar, salyangoz kabuklarıdır. Bu doğal materyallerden yapılan süs eşyaları en eski yıllarda da günümüzde de aynı anlamları taşımakta aynı amaç için kullanılmaktadır. Süs eşyaları ki bunlar genellikle boncuklardan yapılan takılar olarak karşımıza çıkmaktadırlar; giysileri güzelleştirmek için süsleme, kem göze ve kötülüklere karşı kendini koruma, doğayla bağ kurma gibi çok amaçlı anlamlar ifade etmektedirler. Bu eşyalar araştırmalar ile günümüze ulaşanlarda dahil olmak üzere hala  aynı amaç için kullanım görenler ile çok çeşitlilik göstermektedir. Bunlar; diademler -alnın üzerinde başa yerleştirilen çelenk biçiminde taç; günümüz gelin başı süslemelerinde çokça görülmekte- küpe, kolye, pandantif -boyna takılan süs takısı, gerdanlık. İlk çağlarda boncuk, kemik pandantifler zamanla altın gümüş ve değerli taşlardan yapılan süs eşyalarına dönüşmüş ve günümüze de çok renkli ve zengin bir şekilde ulaşmış eski çağ kadının da günümüz kadının da gerdanını süslemiştir- yüzük, pazubentler -omza yakın yere takılan halkalar- halhallar, giysi süslemek için kullanılan boncuklar, hayvanlara takılan boncuk dizileri olmak üzere oldukça farklı ve çeşitlidirler. 
     Yukarıda da değindiğimiz gibi sadece süs eşyası olarak bir anlam ifade etmekle kalmıyordu eski çağ kadının kullandığı bu boncuklar aynı zamanda verimliliği, doğurganlığı simgeliyor öte yandan toplumda ki hiyerarşik düzeni göstermek içinde kullanılıyorlardı. En yaygın anlamıyla süs eşyası olarak kullanılmalarının yanı sıra kem göze, kötülüklere karşı korunmayı  da simgeleyen bu boncukların tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. Batıda Sümer'den Mısır'a, oradan Yunanistan'a Roma'ya yayılmış ve tüm Avrupa'yı kaplayan bir inanış halini alan kem gözlerden korunma inanışı karşımıza çok erken tarihlerde çok çeşitli kültürlerde çıkmıştır. Anadolulu cam ustası da nazar için kullanılan göz figürünün gücünü ateşin gücüyle birleştirerek yepyeni bir tılsım yaratmış nazar boncuğu olarak karşımıza çıkartmıştır.  Bu inanış  bir başka yazının ana konusu olmayı hak edecek kadar uzun olduğu için burada bu kadarına değineceğim.  Fakat göz boncuğunun da diğer boncuklar gibi takı olarak da çıkışından günümüzde dahil olmak üzere yıllardır kullanıldığını gözlemekteyiz. 
     Kadın en erken çağlardan beri güzellik kavramıyla iç içe olmuştur bunun maddi kanıtı da yine Anadolu'dan Çatalhöyük'ten elimize geçen ayna ve süslenmek için kullandığı düşünülen kırmızı toz boyadır. Kadın kendini gerek boncuklarla gerekse boyalarla süslemiş olmalıdır tıpkı günümüzde ki gibi. Mitolojide de güzellik kadınlarda  Aphrodite aşk ve güzelliğin simgesidir mesela. Güzellik, tanrıçaların heykelleriyle maddi boyuta geçmiş ve gözler önüne serilmiştir. Yunan heykellerinde gördüğümüz tanrıçaların bir çoğu güzel, ince, naif kıyafetli, saçları yapılı ve taçlanmış, süs eşyalarıyla takıp takıştırmış olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Yani kadın her statüde süsle iç içedir.
     Sonuç olarak söylemek gerekirse kadın doğanın bezenişini fark ettiğinden bu yana her çağda çok farklı kültürlerde farklı statülerde olsa bile kendini çeşitli materyallerle bezemiş ve süslemiştir. Güzelliğin simgesi olan kadın ister boncuklarla ister boyalarla bezensin güzelleşmek için bir yol bulmuştur. Günümüz kadının da ilkel kadından bayrağı devraldığını ve ileriye taşıdığını söylemek mümkün. Çağımızın gelişmişliği ile de süslenmek çok başka bir boyuta geçmiştir. Çıkarım yapmam gerekirse kadın her çağda kadındır süslenmek ve güzelleşmek her çağın her milletin kadını için ortak bir paydadır. Ve süs bizim işimizdir :)

Gizem SEÇEN  

Dr. Şeniz ATİK, 'Çağlar Boyunca Boncuk', Aktüel Arkeoloji, Sayı:7, Temmuz 2008, sf.86-93.
Gülcan KONGAZ, 'Boncuk ve Güzellik', Aktüel Arkeoloji, Sayı:7, Temmuz 2008, sf.94-99.
Secda ALTUK, 'Arkeoloji Sözlüğü', İnkılap Kitapevi, 1997.
Azra ERHAT, 'Mitoloji Sözlüğü', Remzi Kitapevi, 2003.
Ümit ÇİÇEK, 'Göz Boncuğu', izto.org.tr. 2009.

20 Mart 2017 Pazartesi

BİR ANNE DRAMI 'TUVALET'


İnsan ömrünün ortalama 75 yıl olduğunu varsayarsak, bu ömrün 3 yılını tuvalette geçiriyormuş. Oldukça uzun bir süre gibi geldi bana.  Ama bu araştırmanın daha ilginç tarafı anne baba olanlarda bu süre artıyormuş.
Bence abartıyorlar. Ne alakası var ihtiyaç sonuçta. Anayız diye tuvalete de mi gitmeyelim? İçimizde mi tutalım napalım? Ama şöyle bir şey de duydum aramızda kalsın çocuğu bırakacak birini bulunca ‘ay nasıl karnım ağrıdı bir çocuğa baksan da ben bi tuvalete gitsem’ diyip telefonu da çaktırmadan cebine sokup sosyal hayata tuvalette bağlanan anneler varmış. Ay nasıl kınadım, hiddetle ve şiddetle kınadım. Olacak iş mi yani? Sen çocuğu bırak tuvalette rahatına bak.
Şaka bir yana tuvaletin ne kadar kıymetli bir yer olduğunu anne olunca anladım. Yalnız kalabildiğim tek yer tuvalet ve duş. Gerçi çocuğu oyalayacak biri yoksa oralarda da yalnız değilim. Klozette otururken gelir paçamdan çekiştire çekiştire kaldırır. Halbuki ben tam dünya barışını sağlayacak bir proje üretiyorum, planlar, programlar, son basamağına geliyorum. Ve o sesi duyuyorum ‘Annnnnnnnneeeee’ ve bütün proje yalan oldu. Ne olacak şimdi dünya barışı kim verecek bunun hesabını?  Bilirsiniz eski Yunan filozofları daire halinde tuvalet görevi gören deliklerin üzerinde oturur ve felsefe yaparlardı. Günümüze gelen en önemli düşüncelerin temeli orada atıldı. Bu yüzden çok önemlidir benim için.
Hani bir karikatür var kadın çocukları babalarına bırakmış tuvalette uyuyor. Kocası kapıyı vuruyor ‘hayatım iyi misin uzun zamandır içerdesin de’ . Bir dönem hayatımızın en huzurlu yeri oluyor tuvalet. Allah onları yanımızdan eksik etmesin de napalım biz tuvalette de yaşarız. Neyse yeter bu kadar tuvalet muhabbeti
Sevgilerle,
Tuvaletten yazan anne
Tecrubelianneler_ozge can

18 Mart 2017 Cumartesi

Çocuğum hala parmak emiyor diyorsanız?


PROBLEM: PARMAK EMME.
TANIM: Bebeklerde herhangi patolojik bir etken olmaksızın 3-4 yaşlarına kadar görülen normal bir davranıştır. Nedeni, bebeğin anne karnında emmeyi öğrenmesi ve sahip olduğu en güçlü reflekslerden biri olmasıdır. Bebekler parmak emmeyi zamanla genişleterek, oyuncak bebekleri, battaniye uçlarını ya da çeşitli eşyaları emmeye başlarlar. 3-4 yaşlarından sonra devam eden parmak emme davranışı takıntılı davranışlar kapsamına girmekte ve uygun yaklaşım ve tedavi gerektiren bir sorun olarak değerlendirilmektedir.
BELİRTİLERİ:
ü  Parmak emmenin başladığı ilk aylar yani yaşamın ilk yılında bebek her şeyi ağzına alır. Çevreyi keşfe çıkmış olan bir bebeğin en doğal davranışı emme davranışıdır.
Diş çıkarma döneminde diş etlerinin verdiği rahatsızlık duygusu ile parmak emme davranışı sıklaşabilir. Bu dönem bittikten sonra parmak emme davranışı yerini yeni davranışlara bırakır.
ü  3-4 yaşından sonra da devam eden ve sıklaşan parmak emme çocuğun parmağının zamanla aşınmasına hassaslaşmasına ve renginin koyulaşmasına neden olur.
ü  Emme dürtüsü uykuya dalarken, acıkınca, yalnız kalınca ve duygusal yoksunluk durumlarında kendini daha güçlü hissettirir.
ü  Uykuya dalmadan önce emmeye başlar ve uykuda da devam eder.
ü  Sadece emilen parmakta değil diş ve damak yapısında da bozulmalar oluşabilir.
ü  Çeşitli ruhsal sorunlar nedeniyle psikiyatri kliniğine getirilen çocuklar ile herhangi bir problem tanımlanmayan çocuklar arasında parmak emme açısından fark bulunmamıştır.
NEDENLER:
ü  Yatma zamanı çocuklar için oldukça streslidir. Bu yüzden parmak emme gibi yatma zamanı alışkanlıkları 2-6 yaş arası çocuklarda oldukça sık görülür.
ü  Çocuğun rahatlık ve güvenlik ihtiyacı sonucu olarak ortaya çıkabilir. Bebeklik döneminde memeden erken kesilme, biberon, yalancı meme kullanmama sonucu emme güdüsünün yeterince tatmin olamamasıyla oluşabilir.
ü  5-6 yaşına geldiği halde parmak emmeye devam eden çocukların genellikle bebeklik çağlarından itibaren parmak emen çocuklar olduğu bulunmuş ve bu çocukların farkında olmadan bu harekete yöneldikleri gözlenmiştir. Parmak emme davranışı çoğunlukla 11-12 yaşlarında kendiliğinden ortadan kalktığından anne babaların çok fazla endişelenmesine gerek yoktur. Ama bunu çok sık yapan çocuklarda damak anormallikleri ya da emilen parmakta biçim bozuklukları oluştuğu için müdahale gerekebilmektedir.
ü  Sürekli parmak emme davranışı psikolojik sorun ve gerginliklerin bir sonucu olarak gelişebilir. Bazı çocuklar zorlukla karşılaştıkları durumlarda utanma ve sıkılma belirtisi olarak parmak emmektedirler.
ü  Alt ıslatmada olduğu gibi parmak emme davranışı da anne babanın ayrılması, sevilen birinin hastalanması ya da ölümü, ani bir korku gibi travmalar çocukta eski dönemlere gerileme ile parmak emmenin yeniden başlamasına neden olabilir. Bebeklikten sonra da devam eden ya da ileri yaşlarda tekrar başlayan parmak emme davranışı çocukların kendini güven ve rahatlık içinde hissetmesi ihtiyacından kaynaklanabilmektedir.
ü  Belirsiz bir durumda sıkıldıklarında ya da yorgun olduklarında çocukların kendilerini yatıştırmak için parmak emdikleri gözlenmektedir.
ü  Kendilerini zorlayan bir durumla karşılaştıklarında utanma, sıkılma belirtisi olarak ortaya çıkabilir.
ü  Kıskançlık korku, kaygı ve yalnızlık gibi duygusal sorunlar parmak emmeye yol açabilir. Yeni bir kardeşin olmasıyla parmak emme gibi bebeksi hareketlerle gerileme ve kaybedilen ilgiyi yeniden kazanma isteği ya da ailedeki huzursuzluk, geçimsizlik sonucu çocuğa yetersiz ilgi gösterilmesi davranışı başlatabilir.
ü  Çok fazla koruyucu kollayıcı ve çocuğa yaşından küçükmüş gibi muamelede bulunan anne babaların çocuklarında da bu türlü bir durum görülebilir.

ü  Bazı durumlarda evde canı sıkılan, yapacak ve ilgilenecek bir hobisi olmayan, genelde yalnız başına kalmak zorunda olan çocuklarda uyarı eksikliğine bağlı bu tür problemler artabilir veya yerleşebilir.
KULLANILACAK TEKNİK VE YÖNTEMLER:

Alışkanlığı Tersine Çevirme Adımları:
Bu yöntemde takıntılı bir alışkanlığı (tırnak yeme, parmak emme, vb.) kırmak için adımlar kullanılır. Oldukça basit olmasına rağmen, uygulanabilmesi için çocuğun en az 6-7 yaşında olması gerekir. Uygulamayı nasıl gerçekleştireceğinize çocukla birlikte karar vermeli, çocuğunuzun bunu yapmaya istekli olduğundan emin olmalısınız.

1-    Rahatsızlıkların gözden geçirilmesi: Çocuğunuzla birlikte bu alışkanlığın yol açtığı güçlükleri sıralayın niçin bundan kurtulmak istiyor? Hangi durumlarda onun için probleme neden oluyor?
2-   Farkındalık eğitimi-ortaya çıktığı durumları saptama: Alışkanlığın ne zaman ve hangi durumlarda meydana geldiğini fark etmek, onu kontrol etmede ilk adımdır. İki tane çizelge hazırlayın. Birine siz, diğerine çocuğunuz ne zaman ve nerede takıntılı hareketi tekrarladığını işaretleyin. Bir hafta sonra çizelgelerinizi karşılaştırın.
3-   Alternatif tepki: Bu yöntemde anahtar adım budur. Alışkanlığı durdurmak için çocuğunuzla birlikte bu hareketi her tekrarladığında yapacağı bir şey üzerinde anlaşın. Bu öyle bir davranış olmalı ki dakikalarca yapıldığı halde başkalarına garip gelmesin, çocuğunuzun normal etkinliğini engellemesin ve takıntılı hareketin farkına varmasını sağlasın.


  • Çocuğumuzda kabızlık var diyorsanız,
  • Çocuklarda kabızlığın en sık nedeninin kökeninde psikososyal sorunların yattığını belirten Kanber, 'Çocuklarda en sık neden (%95) kökeninde psikososyal sorunların yattığı kabul edilen fonksiyonel kabızlıktır. Bu çocuklarda bağırsak hareketleri seyrek ve güçsüzdür. Buna bağlı olarak bağırsak geçişi yavaşlamıştır. Geçiş yavaşlaması, kalın bağırsakta dışkının daha uzun süre kalmasına ve sıvı kısmının daha fazla emilmesine, dolayısıyla dışkının sertleşmesine yol açar. Dışkı sayısı azalmış ve kıvam serttir. 
  • Çocuklarda daha seyrek olarak; anal bölgenin doğumsal yapı ve uyarı anomalileri, tiroit bezinin yeterince çalışmaması, elektrolit problemleri, bazı bağırsak hastalıkları, metabolik sorunlar ve bir takım ilaçların kullanılması kabızlığa neden olabilir. Kabızlık çoğunlukla, kaka yaparken canı yanan bir çocuğun duyduğu ağrıyı kaka yapmasına bağlamasıyla başlar. Ağrının nasıl başladığı çok da önemli değildir. 
  • Önemli olan çocuğun sert ya da kalın kaka yapmasıyla canının yanmasıdır. Çocuklar canlarını acıtan bir şeyi bir daha yapmak istemeyecek kadar akıllıdır. Çocuk kaka yapmayla ilgili korku duymaya başladığında müzmin kabızlık döngüsü başlar. Ağrı nedeniyle çocuk kakasını tutmaya çalışır. 
  • Tuvalete gittiğinde bağırsağını tam olarak boşaltmaz. Zaman içinde bağırsak duvarı genişler ve içeriği giderek artar. Bu nedenle kabızlığı olan çocuklar çok kalın ve sert kaka yapma eğilimindedir. Sert dışkı kalın bağırsağın son kısmından geçerken çatlaklara ve yırtılmalara neden olur. Bunun verdiği ağrı ile çocuk dışkılama hissi duyduğunda kendisini kasarak, dışkının ilerlemesini ve ağrı hissini önlemeye çalışır. Daha çok tutulan dışkı daha çok sertleşir ve bu kısır döngü tekrarlar. Bu durumda dışkılar büyük çap ve hacme ulaşır. Ancak büyük gayretle çıkarılabilir. Küçük çocuklar bu hisse kapıldıklarında çok huzursuzlaşır, renkleri solar, sessiz bir odaya ya da koltuğun arkasına saklanır veya bir mobilyaya tutunarak parmak ucuna kalkar. Bu davranışlar ağrıya verdikleri yanıttır. Korku nedeniyle kakalarını tutmaktadırlar. Sonunda, çocuk kalın ve sert de olsa kakasını yapar fakat bu nedenle de canı yanar. Duyduğu ağrı çocuğun kaka yapmaya yönelik korkusunu pekiştirir ve sorun büyüyerek devam eder. Artık ağrı ve korku kısır döngüsü başlamıştır' ifadelerini kullandı.

  • ÖNERİLER
  • Büyük çocuklarda meyve suyu tüketiminin artırılması gerektiğine işaret eden Kanber, 'Yalnızca anne sütü ile ya da formülle beslenen 4 aydan büyük bebeklerin diyetine meyve suyu (üzüm, armut veya kuru erik suyu) ekleyin. Daha büyük çocuklarda meyve suyu tüketimini artırın. 4-6 aylıktan büyük bebeklerin diyetine bol miktarda lif içeren bebek mamaları ekleyin. Çocuğunuza bol miktarda lif içeren meyve ve sebzeler verin (bezelye, fasulye, kereviz, enginar, brokoli, Brüksel lahanası, karnabahar, taze fasulye, ıspanak, pırasa, domates, salatalık, marul, havuç, olgun muz, kayısı, şeftali, armut, elma, portakal, üzüm, çilek, incir, erik vs), diyetteki süt ve süt ürünlerini azaltın. Kuru üzüm, incir kurusu, kuru kayısı, kuru erik ve hurma posa içeriği yüksek besinlerdir. Tüm taneli tahıllardan yapılan yiyecekleri arttırın (kuru fasulye, mercimek, kepekli gevrekler, kepekli krakerleryulaf ezmesi, esmer pirinç, kepekli ekmek; çocuk 4 yaşından büyükse patlamış mısır) Bol sıvı tüketip yeşil sebze ve salataları tüketmesini sağlamaya çalışırken, makarna ve pilav gibi nişastadan zengin kabızlığa neden olabilecek yiyecekleri azaltın. Büyük çocuklara günde 1-2 kaşık zeytinyağı içirilebilir. Küçük çocuklarda geçici olarak çocuğunuzu bezleyin. Kakasını yaparken canının yanmayacağı konusunda güven verin. Kakasını yaptığında onu kutlayın. Kakasını tutması, tuvalete oturmak istememesi ya da eğitime direnç göstermesi durumunda baskı yapmaktan, ceza vermekten ya da fiziksel zorlama yapmaktan kaçının. Yemeklerden, özellikle de kahvaltıdan sonra 10 dakika boyunca tuvalete oturtarak düzenli bir tuvalet alışkanlığı oluşturmaya çalışın. Diyet ve eğitimle çözülemeyen veya kabızlık dışında ilave sorunları olan çocuklarınızın varlığında mutlaka bir doktora müracaat edin' dedi.


AMAZON ANNELER kitabımdan;




Öncelikle bütün okurlarıma ve beni takip eden tüm güzel insanlara sevgiler...
Elinizdeki bu kitap, benim ilk kitabım. Bu kitabın temel amacı, hayatımın en güzel yıllarını geçirdiğim, son 5 yıl bana çok şey katan, sabrı, merhameti öğreten, beni ben yapan farklı gelişim gösteren çocuklar ve bu çocukların savaşçı anneleri...
AMAZON ANNELER...
''Çocuğun ilk nesnesi annesidir.'' ilkesi ile yola çıktığım bu serüvende  her söyleşimizde birbirimizi besledik, yaralarımızı sarmaya çalıştık, her gün görüştüğüm annelerden çocuklarının okul, aile yaşantıları hakkında  güzel geçen sohbetlerimizde ne istediklerini anlamaya çalıştım. Birçok annenin hüznünü, umutlarını, hayallerini paylaşmak için kitap yazmaya karar verdim. Bu kitap sadece bana özgüdür. Alışılmış tüm kitaplardan farklı anneye, babaya, çocuğa taze bir bakış açısı sunan; okurla konuşan, dertleşen, yaşayan bir kitaptır. Bu kitap bir el kitabıdır; yani zaman zaman okunan, tekrar okunan, arada bir başvurulan bir destek olarak düşünüldü. Kendi tecrübelerim ve akademik çalışmalarımla oluşturduğum bir eser oldu. Her gün beni karşılayan çocukların ve annelerin güzel bakan gözleri umut verdi bana, tam o sırada yazmaya karar verdim. Yazmaya başladığım anda daha iyi anlamaya ve dinlemeye başladım ve sonunda şunu söyledim: ''Hepsinin hikayesi birbirine çok benziyor.''
Çocuklarınızın ve sizin hayatınıza ufak da olsa dokunabilmek dileğiyle, aşkla okumalar...

SEVGİLİ OKURLARIM,
Farklı gelişim gösteren çocuklara sahip olmak çok zor.
Bu kitap geleneksel yazılan el kitaplarından daha farklı bir tarzda kaleme alınmıştır. Kitabımın birinci bölümünde; eğitimcilerin ve ailelerin eline aldığı zaman farklı gelişen çocuklarla ilgili kuramsal bilgileri okuyup daha sonra eğitimcilerin ve ailelerin izleyeceği yollar çeşitli  kaynaklardan yararlanılarak  aktarılmıştır. İkinci bölümünde; ailelerle yaptığım söyleşilere yer verdim. Hedef kitlesi ebeveynler ve bu bölüme gönül vermiş eğitimciler için hazırlanmış bir kitap oldu.Ebeveynlerin ve eğitimcilerin farkındalık kazanmalarını hedeflediğimden, kendi hayatımdan da alıntılar yaparak oluşturdum.Eğitimci kimliğimle, velilerim ile özdeşleşerek; teknik terimler arasında kaybolmadan, anlatılan herşeyi anlamalarını sağladım. Kitabı okurken durup düşünebilmelidir insan, kendi yaşamına uygun olup olmadığına bakmalı, kendi ile ilgili bölümleri okumanın ve zamanla kendinde olabilecek değişiklikleri görmenin zenginleştirici katkısı olduğunu görmelidir. Umutlarını, hayallerini, mücadelesini paylaşan savaşçı annelere çok teşekkür ediyorum. Kitabımın ikinci  bölümündeki amacım, amazon anneleri;  o çok güçlü anneleri, tanıtmak ve verdikleri mücadeleyi desteklemek; üçüncü bölümünde ise kendi danışanlarımda uygulamış olduğum  alternatif eğitimler hakkında bilgi vermeyi amaçladım. Kitabı okurken amazon anneler, mücadeleci anneler gibi başlıklara sıkça rastlayacaksınız; çünkü çocuk ile ilk  bağı kuran annedir.


Annelik ve babalık disipline etmek değil ebeveyn - çocuk etkileşiminin tadını çıkarmaktır.


Bu kitapta size dokunacak çok şey bulacaksınız. Bu değerli ürünü siz okurlara sunmaktan mutluluk duyarım.


sevgiyle kalın,
Uzman Pedagog & Klinik Psikolog, Aile Danışmanı,Çocuk ve Ergen Danışmanı, Oyun Terapisti, Duyu Bütünleme Terapisti, Cinsel Terapist, Radikal Blog Yazarı ,News PDR blog yazarı,Amazon Anneler kitabının yazarı Pınar Kaya Döşlü , Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi Pedagoji bölümünden 2 yıl boyunca eğitim alarak çocuk davranış bozuklukları alanında ihtisasını tamamlamıştır

.Çukurova Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü'nden "Yüksek Onur Derecesi" ile mezun oldu. Bitirme tezini 0-6 Yaş Dönemi Çocuklarının Dil Konuşma Üzerine Olan Etkilerini İncelemesi üzerine yaptı. Daha sonra Mersin Üniversitesi Okul öncesi öğretmenliği alanında öğrenimini yüksek onur derecesi ile bitirdi. Bitirme tezini Özel Gereksinime İhtiyacı Olan Ailelerin Anaokullarından Beklentileri üzerine başarı ile tamamlamıştır.

 Ardından Kıbrıs ta eğitim alan Kaya Döşlü , Kıbrıs taki eğitimi sırasında orada bulunan eğitim kurumlarında gözlem yaparak çocuk yetiştirme stilleri ve aile yapılarını inceledi.

Türkiye ‘ye döndükten sonra ise çeşitli kolej ve anaokullarında ve özel eğitim merkezlerinde danışmanlık yaptı ve aynı zamanda Psikoloji Yüksek Lisans eğitimini tamamlayarak uzmanlığını aldı. Yüksek Lisans tezini özel eğitimde dil konuşma sorunları üzerine Gelişim Psikolojisi Alanında başarı ile tamamlamıştır. Ankara Danışmanlıktan 1 yıl süren Cinsel Terapi süpervizyon eğitimini başarı ile bitirmiştir.


Yüksek Lisans Özel eğitim alanında tezsiz yüksek lisans eğitimini başarıyla tamamlamıştır . Üniversite eğitimi ile beraber 3 yıl Çağdaş Drama Derneği'nden Yaratıcı Drama Eğitimi'ni alarak 5 kurdan oluşan programı tamamladı.


KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde 1 yıl süreli 'Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitimi'ni başarıyla bitirdi.
Mezuniyetinin ardından eğitim ve sağlık sektöründe görev yaptı. Aile tutumları, çocuklarda davranış değiştirme ve problem davranışlar, çocuklarda cinsel eğitim gibi konularda uzmanlaşan KAYA DÖŞLÜ, çocuk ve aile danışmanlığı, anne-baba eğitimleri ve atölye çalışmaları, problem davranışlar, gelişimsel tarama ve takibi, cinsel kimlik kazanımı, çocuklarda anksiyete, kaygı ve korkular, yaratıcı drama ile öğretim ve eğitim danışmanlığı, dil konuşma ve beceri gelişimi, oyun terapisi üzerine çalışmalarını devam ettiriyor. Yaşamın üçgeninde var olan gelişim, psikoloji ve sosyoloji alanında eğitimlerini bütünleştirmek için yoğun bir eğitim hayatı içinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde Sosyoloji Bölümü eğitimine devam etmektedir. 


İlk günden itibaren gizlilik temel ilkem olup, insan odaklılık, profesyonellik, bilimsellik, özgünlük, esneklik ve etik ilkelere duyarlılık vazgeçemeyeceğim değerlerimdir.

Şu anda Özel eğitim DOKTORA eğitimine devam eden KAYA DÖŞLÜ mutlu anne-baba/mutlu çocuk diyerek ülkemizde nesilden nesle aktarılan tutumlarımız ve değişen davranışlarımızı inceleyerek çocukların sağlıklı birey olarak yetiştirilmesinde anne-babalara ışık tutuyor.


Bununla birlikte çalışmalarını 6 yıldır özel eğitim kurumlarında da sürdürmektedir. Aynı zamanda ANİMA PSİKOLOJİ ve DANIŞMANLIK MERKEZİNDE görevine devam etmektedir.

İnsanın iyi, kötü ve şifacı olan üç ruh taşıdığına ve hangi ruhu beslerse onun serpilip insanı ve hayatını kapsayıp yönettiğine inanır.
Hayata olan inancı ve bağını güçlendiren üç şey yapar:
1. Eşi, ailesi, arkadaşları ve öğrencileriyle bolca zaman geçirmek,
2. Çok çalışıp üretmek,
3. Seyahat etmek: “Dünyayı gördüğün kadar tanır, insanları da tanıdığın kadar görürsün…’
UZMANLIK ALANLARI
ÖZEL EĞİTİMDE DRAMA
ABA EĞİTİMİ
FLOOR TİME
TERAPEDİA EĞİTİM -DUYU BÜTÜNLEME EĞİTİMİ
OYUN TERAPİSTİ
Gelişimsel Oyun Terapisi (Developmental Play Therapy)
- Theraplay Oyun Therapisi (Theraplay)
- Theraplay Grup Çalışması (Group Theraplay)
- Dışa Vurumcu Oyun Terapi Yöntemleri (Expressive Play Therapy)
1- Sanat Terapisi (Art Therapy)
2- Kum Tepsisi Terapisi (Sand Tray Therapy)
3- Kukla Terapisi (Puppet Interview)
- Kısa Süreli Oyun Terapisi (Short Term Play Therapy)
- Özel Çocuklarla Oyun Terapisi Yöntemleri (Play Therapy with Children with Special Problems)
1. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozuklu (DEHB) olan Çocuklarla (Play Therapy with ADHD)
2. Karşıt Gelme Bozukluğu (KGB) olan Çocuklarla Oyun Terapisi (Play Therapy with OD)
3. Taciz Yaşamış Çocuklarla (Play Therapy with Abused Children)
4. Anne-babası Boşanmış Çocuklarla (Play Therapy of Children with Divorced Parents) Oyun Terapisi
- Aile Terapisi (Family Therapy)
ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ DEĞİŞTİRME
ERKEN DÖNEM ÇOCUKLARDA CİNSEL KİMLİK KAZANIMI
0-6 YAŞ ÇOCUK GELİŞİM VE PSİKOLOJİK DESTEK
AİLE VE ÇOCUK DANIŞMANLIĞI
PROBLEM DAVRANIŞ İLE BAŞ ETME
GELİŞİMSEL DEĞERLENDİRME
YAPTIĞI ÇALIŞMALAR
Çocuklarda Cinsel Eğitim Atölye Çalışmaları
Çocuklarda Yaratıcı Drama Atölyeleri
Anne-Baba "Çocuğumuza Cinsel Eğitimi Nasıl Vermeliyiz?" Atölye Çalışması
Hikâye Kitaplarına Pedagojik Danışmanlık
Eğitici Oyuncak ve Materyal Tasarımı
Aile ve Eğitimci Seminerleri
Çocuklarda Özel Çalışma Grupları
Çağdaş Drama Derneği Liderlik Programı
Denver II Gelişim Ölçeği Programı,
PEP-R Psiko Eğitimsel Profil Ölçeği Tarama Testi
Tohum Otizm Vakfı PCDI Eğitmenliği Programı
Çocuk Çizimleri Projektif Değerlendirmesi Eğitimi ( Devam Ediyor)
Rorschach-CAT-TAT Eğitimi ( Devam Ediyor)
Yazılı basın:
Radikal blog
Otizmli çocukların eğitim hakkı
Down sendromlu çocuğu olan ailelere öneriler...
Otizm nedir, otizme ne sebep olur ve tipik belirtileri nelerdir?
Özel eğitime muhtaç çocuğu olan ailelere öneriler
Otizm davranışları nasıl etkiler?
Okul öncesinde aile katılımının önemi
Uluslararası Bildiriler ve Katıldığı Seminerler
-Ankara Başkent üniversitesi okul öncesi eğitim kongresine katıldı .
İzmir Üniversitesi orff çalışmaları ve müzik eğitimine katıldı.
Ankara Başkent Üniversitesi'nde; "Özel Eğitime Sahip Ailelerin Anaokullarından Beklentileri" adlı bildiriyi sundu.
Doğu Akdeniz Üniversitesi "Çocuk Hakları Eğitimi"ne katıldı.
Adana Shçek aile eğitimini başarıyla tamamladı.
- İstanbul Kültür Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü tarafından düzenlenen Eğitim Psikolojisi Sempozyumuna katıldı.
-Marmara Üniversitesi ve TODEV işbirliğiyle düzenlen 3. İstanbul Otizm Eğitim Günleri Seminerine katıldı.
-Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen "Kariyerin Küçük Adımları Okul Öncesi Döneminin Çocuğun Gelişimine ve Geleceğine Katkıları" konferansına katıldı.,
Psikolojik Değerlendirme ve Test Eğitimleri
-Anne-Baba-Çocuk ilişkisini değerlendirmek için kullanılan MEM (Marschak Etkileşim Metodu) Eğitimi, Theraplay® ve Oyun Terapisti, Marlo L.-R. Winstead, RPT/S'den almıştır.
-Psikolojik Testler Derneğinden T.A.T (Tematik Algı Testi) ve MMPI (Minesota Cokyonlu Kisilik Envanteri) eğitimi sertifikasını aldı.
-PETD (Psikoloji Eğitimleri ve Terapileri Derneği)'den çocuklara uygulanan projektif testler olan C.A.T (Çocuklar için Algı Testi),
Luisa Düss Psikanalitik Öykü Testi eğitimi sertifikasını aldı.
-Gelişimsel Çocuk Nöroloji Derneği tarafından adaptasyon çalışması yapılan
"Denver II Gelişim Tarama Testi" uygulama eğitimi aldı.
-Psikolojik Testler Derneğinden
Peabody Resim Kelime Testi,
Metropolitan Okul Olgunluk Testi,
Bender Gestalt Görsel-Motor Algı Testi,
Burdon Dikkat Testi,
Gesell Gelişim Testi,
AGTE Ankara Gelişim Tarama Envanteri,
Porteus Labirentleri Zeka Testi,
Good Enough Testi,
Draw a Person Testi,
Catell 2A Zeka Testi,
Benton Görsel Bellek Testi,
Foristig Gelişimsel-Görsel Algı Testi
uygulayıcı eğitimlerini aldı.
Psikolojı derneğinden kişilik psikolojısı eğitimini aldı.
Refloksoloji eğitimini başarıyla tamamladı.

17 Mart 2017 Cuma

EMİN'İN TUVALET EĞİTİM HİKAYESİ


Merhaba ben iki çocuk annesi bir ev hanımıyım. Aslında işletme mezunu gıda teknikeriyim. Oğlum doğduktan sonra ev hanımlığını tercih ettim. Pişmanmıyım hala olmadımJ Boş zamanım var mı derseniz aslında yok. Ev işleri, eminli zamanlar, eşimin görevlerinden faydalanıp şehir gezmeleri, kitaplarımla zamanlarım, 2-3 yaş sendromları, tuvalet eğitimi, ek gıdaya geçiş dönemi ve şimdi zeyneb ada da katıldı aramıza zaman dolu dolu geçiyor. Bu yazımda sizlere tuvalete alışma sürecimizi anlatmak istiyorum.
            2015 İn mart ayında 2. Yaşımıza girdik ve ben yaz ayı geldiğinde çiş eğitimine başlarım diye planlar yapıyordum ki çocuklu iseniz evdeki hesap çocuğa uymazJ planlar yapıyordum çünkü bu dönemde çocuk ve anne her açıdan hazır olmalı. Sabır ve kararlılık isteyen bir süreç. Tuvalet eğitimine başlamadan önce birkaç adımın tamamlanması gerektiğine inanıyorum. 1. Adımda çocuğun hazır olması ve sinyal vermesi önemli. 2. Adımda ise annenin bu sinyali alması çok önemli. Eğer anne çocuğun vermiş olduğu sinyali doğru zamanda anlayamaz ve kaçırırsa çocuklar unutur ve tuvalet eğitim süreci uzayabilir. Sabır isteyen bir süreç olduğu için asla çocuğa kızılmamalı ve olumsuz tepki verilmemeli.
        Gelelim bizim serüvenimize aylardan mayıs dı ve emin 26 aylık olmuştu. Sabah bizim oğlan uyandı ve “anne çiş al” dedi. Bezini değiştirdim değiştirmesine ama bez kuruydu. 2. bezi takmamdan 10 dakika sonra tekrar aynı söz “anne çiş al” onu da değiştirdim bez yine kuruydu. 3. bezi taktım ama 10 dakika sonra yine aynı sözü duyduğumda bende bir ampul yanıverdi J bezimizi artık takmayalım beraber tuvalete yapalım diye Emin ile konuştum. İlk aşamada televizyon karşısına lazımlığı koydum. Şansıma o günlerde boya yapıyorduk ve halılar toplanmıştı. Yaklaşık bir buçuk saat Pepe’nin “çişimiz tuvalete, kakamız tuvalete” eşliğinde konuştuk, sohbet ettik, ama sonunda çişi geldi ve yaptı. Çok şaşkınlaştı. Sonrasında her 5 dakikada bir “Oğlum çiş var mı?” diye sordum. Kendimden sıkılmıştım artık. 2. kez lazımlığa oturduk bir süre sonra müthiş bir şey ve kakasını da yaptı. Yine suratında korkuyla beraber bir şaşkınlık vardı. Okuduğum tuvalet eğitimkitaplarına göre çocuklar alışma sürecinde tuvaletini yaparken kendinden bir parça gittiğini düşünerek tuvalete çiş ve kakalarını yapmak istemezlermiş. Biz de durumu eğlenceye dönüştürüp, kaka ve çişin arkasından sifonu çekerken el sallayarak “güle güleee” diyorduk. 
Tabii herşey bukadar kolay olmadı. İlk gün tüm tuvaletini hep altına yaptı. Arkasında paspas ile gezdim J 2.gün 3-4 defa, 3.gün hiç kaçırmadan kısa sürede gündüz bezden kurtulduk. 
Sıra geldi gece bezden kurtulmaya. Yine okuduğum kitaplara göre gece geceleri yatmadan önce anlatmalıymışız “Oğlum / Kızım gece uyurken altında bez olmayacak, sabah kalktığımızda yapalım” diye. Ama çocuk uyuyunca haberi olmadan birkaç akşam bez bağlamalıymışız. Ben de öyle yaptım. Birkaç gecede gece bezinden de kurtulmuş olduk. Birkaç zaman dışarı çıktığımızda yanımıza tuvalet aparatını da taşıdık. Gece yatmadan önce çok su veya süt içimleri sonrası dışında çok fazla kaçırma kazaları yaşamadık. Kendimi şanslı ilan ediyorum. Darısı şuan 3 aylık olan, zamanı geldiğinde sinyalleri yakalamam umuduyla kızımın ve benim başıma. Tabii ki tuvalet eğitimine başlayan diğer annelerin de… 

​Konuk Yazarımız Sevgili 
Meltem Üney 
​@meltem_uney 

3 AYLIK BEBEKLE UÇAK YOLCULUĞU BAŞLASIN


Merhaba anneler. Bugün size 3 aylik bebeğimle yaptığımız uçak yolculuğunu ve inanın hiç korkutucu olmayacağını anlatacağım.  Oğlum... mutluluk kaynağım.  Kasım 2016da kavuştum oğluma.  O apayrı bir hikayemiz. 3 aylik olduğunda oğlumla bir uçak yolculuğu yaptık.  Eşim iş dolayısıyla  1 hafta İstanbulda 1 haftada Türkiye’de çalisıyor. Tabi biz buna alışmaya çalışıyoruz o ayrı.  Yine  seyahate gittiği bir günün sabahında bir anda aileme sürpriz  yapıp Malatya ya oğlumla uçak bileti aldık . İstanbul beylikduzu de oturuyoruz ve ucusumuza 6 saat vardı. Atatürk havalimanina uçuş için 2 saat önceden gitmemiz gerekiyordu. Ben is ve eş dolayısıyla uçak yolculuğunun lisansını almıştım  bebeğim sayesinde de master yapacaktım.  Hemen valizimizi hazırladım.  
Bir Seyehat bebekli annenin el bagajinda olması gerekenler;
Kimlikler
Bebegin yedek kıyafetleri
Asi kartı ve hastane takip kartı
Burun damlası ,gaz damlasi
Bez ıslak mendil pişik kremi 
Emzirme örtüsü 
Çıngıraklı oyuncak 
Battaniye (klimalar çalıştığından içerisi serin oluyor )
Ağız mendili . 
Wrap sling 
Bu çantada olanlar zaten en temel gereksinimler. Valizi de annelik içgüdüsüne  göre ,bebeğin aliskanligina göre hazırlayabilirsiniz.  Çünkü her anne bebeğini herkesten daha iyi tanır.  
Oglumla evden bi elimde bebek arabası diğer elimde çekcekli valiz sırtımda da çanta çıkmış olduk . Dediğim gibi her zaman rahat oLmakta fayda var. Taksiye atlayıp havalimanina yola koyulduk. Etrafınızda her zaman yardım isteyin.  Beklenmedik bir şekilde  trafik yoktu ve biz yarım saatte havalimanina vardık.  Uçuşa 3 saat vardı . Tabi cok erken çıkmışız.  İlk kapıdan geçerken oğlumu görevli polis kucakladı. ÇÜNKÜ bebek arabasi da x ray cihazından geçmek zorundaymış.  Burada önemli olan bebek Arabasının içindekileri koyacak bi poşet yanınıza almış olmanız.  O işi kolaylaştırır.  İlk güvenliği geçince ikinci işimiz Check in yapmak oldu. Valizimizi direk verdim . Bebek arabasını ise uçağa binerken uçak altına verecek şekilde torbasını aldık yanımıza . Daha uçağın kalkmasına çok olduğundan havalimanina turladık oğlumla ve o sürede uyudu . Uçağa binmeye yakın ufak bi emzirdim ve mutlaka altını değiştirmek gerekiyor. Çünkü bebekle uçakta değişmek çok zor.  Hem alan Dar hemde bebekle inip binmek zor. İkinci kez güvenlikten geçerken bebek arabasına karışmiyorlar. Ancak bu defada ayakkabıları çıkarmak gerekiyor işte en zor buydu.  Ne kadar güvenilir olursa olsun gözüm oğlumda  bir yandan galoş giy  çıkar 😊 işte burda 2 kilo vermişimdi
Bebekli yolcuların binis önceliği vaR . Mutlaka en öne gidip Durumunuzu bildirmeniz lazım.  Ben ilk sırada uçağa bindim . Oturdum ve oğlum katıla katıla aglamaya başladı.  O an sakin olun. Ve ninni şarkı söyleyin.  Bebeği kemerle bagladim ve kalkışankadar ağladı . merak  etmeyin dünya hala dönüyor . En önemli nokta kalkışta ve inişte emzirmek . Eger imkan yoksa emzik vermek. Kulak sağlıkları için bunu mutlaka yapın.  
Sonuçta oğlum mışıl mışıl uyudu ve bizde gezmiş oolduk. Mükemmel  bir tecrübeyi.  Ve bebeğinizle yapamayacağınız şey YOK.  Yeter ki isteyin... 

KONUK YAZARIMIZ  
SEVGİLİ Aslı Kıymet Aşkın 

İnstagram/ @askinasli

ÇOCUKLARIN BEYİN GELİŞİMLERİ

Herkese yeniden merhabalar,Bu yazımda sizlere çocuklarımızın beyin gelişimlerini ve dikkat becerilerini desteklemek için kullanabileceğimiz bir materyalden bahsetmek istiyorum. 
Genellikle okul öncesi dönemde kullandığımız kavram ve etkinlik kitapları günümüz dijital çocukları için kimi zaman yetersiz kalabiliyor. Günümüz çocukları, kendilerinin de üzerinde bir hakimiyet kurabileceği, yaratıcılığa izin veren, yönergelerini kendilerinin keşfetmesine olanak sağlayan materyalden daha fazla hoşlanıyor. Ancak kullandığımız kitaplara baktığımızda çoğunlukla tek ve sabit yönergeye sahip, yaratıcılığı belli düzeyde destekleyen etkinliklerden oluşuyor.Ancak şimdi sizlere söyleyeceğim materyal günümüz çocuklarının bilişsel gelişimi, yaratıcılığı ve dikkat becerileri için daha uygun görünüyor. 
Materyalimiz Türkiye'de Önel Yayıncılık tarafından sunulan YUP serisi. Seride her yaşa hitap eden Bambino YUP, Mini YUP ve YUP setlerinden oluşuyor. YUP kısaltmasının açılımına baktığımız yap-uygula-pekiştir mantığı ile çalışıyor. 
Setin içerisinde ki kitapçıklarda ki yönerge çocuk tarafından bulunuyor, böylece çocuk sıkılmadan ve kendi bilişsel becerilerini devreye sokarak ne yapması gerektiğini keşfediyor. Ardından Kontrol Sistemini kullanarak yönergeye uygun bulduğu cevapları yerleştiriyor ve sonunda cevaplarını kontrol ediyor. Kontrol sonucunda yanlış çıkan kısımları tekrar ve tekrar uygulama ve deneme imkanı sunuyor. Materyal kitapçık halinde sunulmadığı için normal bir etkinlik kitabına oranla daha fazla dikkat çekiyor. 
Son olarak sizlere yaş aralığından bahsetmek istiyorum. YUP setleri 2-13 yaş arası tüm çocukları için tasarlanmıştır. İngilizce olarak hazırlanmış setleri de mevcut. 
Çocuğu için farklı bir materyal arayan ebeveyn ve öğretmenlere öneri olsun istedim.
Keyifli Oyunlar 










5 Mart 2017 Pazar

Mucizeye Kavuşmak


Merhaba anneler ve hala hamıs olan kız kardeslerim ben size ağlamalı-gülmeli doğum hıkayemi anlatacagim 🙂 Hamilelik zamanlarımı evimde gecirdim tabii 9 ay değil 7 ay kadarını. Hamisken pek aserme yaşamadım ve tüm işimi kendim yaptım. 3 ay kadar da kurumda görevimdeydim ama bulantılar yakamı bırakmadı. Eşimin desteği ile ücretsiz iznimi aldım daha rahat bi hamilelik geçirmek için . Yemektir temizliktir kendim yaptım normal doğumu rahat yapayım otuur otuur hantallasmayım barii dedim .ilk 7 ay hopp diye geçti ama artık zaman gecmek bilmiyor gibiydi. Ankara'ya annemlerin yanına Doğum için gitme kararı aldık. Hastanemi araştırdım bana en uygun olanını sectim. Seçim yaparken ; 😃👉🏻
Dr um aldığı eğitimi,verdiği seminer ve yazdığı makaleleri bu meslekde ki basarılarını,internet üzerinden aldığı yorumları okudum hastaneye gelirsek evime yakın olmasına bakmadım çünkü normal Doğum yapacaksam yolda da sancı cekerım dedim ( ama siz işi şansa bırakmayın ) yoğun bakım unıtesi odaların rahatlığı ve her ıhtımale karşı sezaryen olursam anestezi uzmanlarını ve ekibi inceledm herşey güzel sorunsuz ılerlıyordu . Eşimle Ankara'ya gecmeden önce gittik alısverisimizi yaptık. Doğacak oglum ıcın kıyafetler benım ıcın gerekli olan gecelik vs hastane oda süslerim herşeyi hazırladık. Bu hazırlıkları esınız ıle yapmanızı tavsıye ederım çünkü olayın ciddiyetini ve baba hissini yavaştan tatmaya başlıyor:)  Eşimle bindik uçağa 32 . Haftamda olduğu ıcın Doktorumdan kontrol sonrası ızın belgemi de aldım :)) sizde yolculuk yapacagınız zaman 28.haftadan sonra mutlaka doktorunuza danışın sevgılı kız kardeslerım:) Neysee cook uzattımm uçak yolculugumda hıc bır sıkıntı yaşamadım annemlere geldim eşim beni bıraktı ve evimize döndü mecbur görevi var :))  annemler anneannemler herşey miis gibi ilerliyordu:)  taaa kiii 38+2 sabahına kadar ben hep normal Doğum için kendımı hazırlamıstım plates topları,yürüyüşler ama kazın ayağı öyle degılmıs 😧 Tüm Hamisler bilir sureklı wc ye kalkarız bende sabah 5. Wc turuna sabah 7 sularında kalktım içimde bi huzur neyse wc ye gıttıgımde kullandığım pede bı baktım kı yesıl akıntılar . Hamılelık boyunca bı cok şey okuduğum ve meslegım gereği bebegımın ıcerde  yaptığı yaramazlıgı anladım :) kakasını yapmıstı . Önce buz gıbı oldum ve bı nara ıle tüm evi ayağa kaldırdım "Anneeaaaa kalk oglum kakasını yapmıssss!!!" Annem :"kim nereye yapmıs " kadın tabii uyku sersemi olayı 5 dk sonra ıdrak ettı hemen Doğum ıcın hazırladığımz bavulu aldık annem ben hazırlandık taksıyı cagırdık doktorumu aradım o da bebegın kaka yaptıgını onayladı. Bu arada aglamaklı ben eşimi aradım çünkü beklemıyorduk esım haft sonu gelmeyı planlıyordu . Takside ben fenalaştım hem korku hem endise. Çünkü kaka durumlarında bebek kaybedılebılıyor. Taksici de benı sakınlestırmeye çalıştı ." Abla benım taksıde 3 kışı doğurdu nefes al ver abla "  annem benden beter aglamaklı neyse hastaneye geldık hemen bi sandalye ile doktorumun odasına çıkarıldım doktorum once ultrason ıle bebege baktı sıkıntı yol dedi. Daha sonra alttan da bakalım açılman var mı demeye kalmadan benden ılık ılık ve yesıl su akmaya başladı tutmaya çalışıyorum ama yok tutulmuyor meğerse suyum gelmıs :))) doktorum senı acil sezaryene almamız lazım dedı 3cm de açılmam vardı . Evladımı riske atamazdım . O kadar normal Doğum hazırlığı pooof dıye ucuverdı. "Insan plan yapar,kader gülermiş " bu sözü dıbıne kadar yaşadım odama gectık hemsıreler doktorum benı sakınlestırdıler. Doktorum Doğum da hangı anestezı seklını ıstedıgımı sordu . Normal Doğum ıcın hazırlanıyorsak sezaryenı de arastırmayayım demedım :)) spınal sezaryen ıstedım. Amelıyathaneye ınecegm ıcın hazırlıklarımı yaptım anneme odamı süsle anne dedım ama ben ağlıyordum o ağlıyordu kayınvalıdemler anneannemler yola çıkmışlar onu da tam gırerken bagırdı yalnız hısstemeyım dıye :) ama en cok esımın yanımda olmasını ısterdım:( gırdık amelıyathaneye anestezi uzmanı oturmamı ve hareket etmemı soyledı arkadan anestezi işlemini yaptı ve yatırdılar ben yavaş yavaş hıssızlestim :) doktorum başlıyorum dedı ben hemsirelerle sohbet ederken "eveeettt,gelıyor vee burda "dedi doktorum ben o an göz yaslarımı tutamadım her zamankınden fazla akıyordu yanak yanağa degdırdıklerınde o sıcaklık paha bıcılemez. Hıc bir zengınlık o hıssı o tadı satın alamazdı. Çocuk doktoru kontrolleri yaptı .ıcerde yaptığı yaramazlıktan neyseki bi zarar görmedi bebegım :) hemşireler oğlumu hazırladı odaya götürdüler bebegım birazda tombis dogdugu ıcın her gelen doktor görmek ıstedı :) gelenlerden cok odada doktorlar varmış annem öyle söylemıstı:) beni de yukarı cıkaracaklarken anestezi etkisi ile tıtreme yaşadım odama çıkana kadar ve yatagıma yattığımda bile tıtrıyordum ama oğlumu kucagıma aldığımda ne tıtreme kaldı ne üşüme :) babamız da gelmişti tam bi şenlik havası yasadık tüm aile . 14 Nisan persembe 10:15 de evladımı kucağıma aldım tarifi imkansiz  bu mutluluğun .. o gün yaz yağmuru da yağdı sezaryen sonrası korıdorda yürürken camı actıgımda ıcıme cektıgım o  toprak kokusunuda hıc unutmam..  Rabbim isteyen Herkese nasip etsin . Tüm kadınlar tatsın bu mutluluğu...

Misafir yazarımız
Sevgili Kübra Altuntaş
@baloglusunannesiii

1 Mart 2017 Çarşamba

Bu bir merhaba yazısıdır

Merhaba ekranın diğer ucundaki anneler ,


Ben Funda anne  ,  11 aylık ve 3,5 yaşında iki oğlum var. Hayatın  kariyerden  , işten   daha güzel anlamları olduğunu bana onlar öğretti. Ufak tefek yazılar dışında gerçek anlamda yazmaya  onlarla başladım diyebilirim. Çünkü sanırım anne rıuhum içindekileri anlatıcak birini aradı , kimse olmadığında  bunu bir kağıda dökmek istedi. Sonra belki kendi gibi yürekleri bulsun diye de bunları yayınlamaya başladı.

Benim şu an ki hayatım 24 saatin yetmediği ,sürekli koşuşturmadan ibaret bir hayat. Sabah 6 da alarm çalıyor bizim evde  .Herkesten önce ben kalkıyorum  Bazen  alarmdan önce zaten uyanık oluyorum. Çünkü bebeklerin uyku anlayışı çok şakacı . Sonra mümkün olduğu kadar çabuk ve sessiz  çocukları hazırlayıp ikisinide huzursuz etmeden arabaya yerleştirip uyumaya devam etmelerini sağlamak  en büyük amacım oluyor. Çalıştığım yerin kreşine çocukları bırakana   kadar sadece anneyim.  Sonra ki geçtiğim kapıda cerrah oluyorum ve  hastalarımla ilgileniyorum. Annelik beni daha iyi bir cerrah yaptı.  Sanki hastaların gözünden  daha iyi bakar hale geldim, empati kurmayı  biraz daha öğrendim.  Biraz daha insanlığımı hatırladım. Boşvermeyi boşverdim. Herşey daha önemli oldu.  Eve gidince tükenmemiş olmam gerek , çünkü çalışmak  çocuklarınla evde  eğlenmene , iyi vakit geçirmene engel olmamalı. Yorgunluk diye birşey  olabileceğini düşünmeden  yaşamaya çalıştığım bir hayatım var.  Bazen gözlerim kapanır gibi oluyor , kahveye dayanıyorum. Bazen bir önceki günden çıkmamış makyajla gidiyorum işe  . Ama gülümsemediğim görülmemiştir diyebilirim.    Biliyorum  çok yoruluyorsunuz , ama o uyuyamadığınız gecelerde camdan kafanızı çıkarıp havayı bir koklayın , güneş doğuyor işte ilk ışıkları deyin  iyi  gelmedi mi? yavrunun  boynundan derin bir nefes çekin. İyileştiremediği şey yoktur evlat kokusunun.  Ev mi dağınık yetişemiyor musunuz ? Yardım  isteyin. Yardım istemekten  çekinmeyin .Biraz  olumlu bakın hayata  ,  elinizdekilerin farkına varın .  Siz mutlu  olduğunuzda  herkes daha mutlu olucak , daha az işiniz ters gidicek . Herşeyin  yolunda gideceğinin  garantisini veremem . Murphy kanunları diye birşey var.  Anahtarı evde unutabilirsiniz , tekerleğiniz patlayabilir  , çözülmeyecek derdiniz olmasın .Sağlığınız yerinde olsun. Diğer dertler çözülür.  Çok mu tükendiniz , en sevdiklerinize  sıkı  sıkı sarılın.

Ekranın diğer ucundaki anne ,  bende sana sarılıyorum şimdi  , ne güçlü ne güzel kadınsın sen . Öpüyorum yorulan, ülüzen  yerlerinden.  Çok değerlisin sen . Hadi işlerin rast gitsin . İyi günler .